Mardin’de yaşayan Emrah Özcan, çocukluk yaşında hayalinde görüp tesirinde kalan, efsaneye nazaran Anadolu’da yaşadığı düşünülen şahmeranı 23 yıldır resmediyor. Cet mesleği bakır sürece ve cam sanatıyla işleyen Özcan, bu uğraşına Şahmeran’ı düşünde gördükten sonra başladığını söyledi. İlkokul çağından bu yana, hem dededen hem babadan öğrendiği mesleğini sürdürdüğünü tabir eden Özcan, Şahmeran resmetme sanatına başlamasını şöyle anlattı:
“Küçükken Mardin’in eski kültürlerini yansıtmak maksadıyla bir proje yapmak istedim. Bir şahmeran tablosu buldum. Babama bunun ne olduğunu sordum, bana öyküsünü anlattı. Çok etkilendim. Gece uyuduğumda hayalimde şahmeranı görüp konuştum. Hatta onunla konuştum düşümde. Çok etkilendim. Şu an bunu anlatırken bile etkileniyorum. O vakitler bizim okulda vitray çalışması vardı. Benim de fotoğrafım o devirden beri iyiydi. Şahmeranı çizmeye başladım. Çok dikkat çekti, ustaların onayını aldı. O günden sonra şahmeranı bakıra ve cama işlemeye başladım. Sonrasında Şahmeran, Mardin’de tanıtılmaya başlandı.”
‘ŞAHMERANIN DUASI BİLE VAR’
Şahmeranın ne olduğun Mardin’e gelen yerli ve yabancı turistlere anlattıklarını söyleyen Özcan, “Gelen turistlere, konuklara bunun kıssasını anlatıyoruz gerektiğinde. Bu öykü öncelikle bir aşk kıssasıdır. Efsaneye nazaran, şahmeran, yanında 7 yıl beslediği gence aşk duyuyor. Mardin’deki inanışı uğur, rahmet getirdiğini söyleyenler var. Hatta duası bile var. İran’ın bir bölümünde kutsal sayıldığı söyleniyor. Doğunun efsanesi esasen. Farsça ve Kürtçe Şahı Meran yani yılanların şahı demek oluyor. 7 başlı yılanmış. Biz elimizden geldiğince şahmeranı hoş yapmaya çalışıyoruz. Mardin’i simgeleyen birçok deseni vardır. Örneğin çerçevesinde üzüm yiyen güvercinler yapıyoruz. Bu güvercinin barış, üzümün rahmet olduğunu anlatıyor” dedi.
Milliyet
