Antalya Kepez ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası Feyzi Bulce, bundan 7 sene evvel kuyumculuk işine girdi. Yaklaşık 4 yıldır öteki mahallede kuyumculuk yapan Bulce, akrabalarının isteği üzerine son olarak Hüsnükarakaş Mahallesi’ndeki bir dükkana geçti. Bulce, bu iş yerinde 1 Kasım 2019 tarihinde içeriye başında çorapla giren şüphelilerce başına silah kabzasıyla vurularak bayıltıldı ve 800 bin lira pahasındaki 3 kilo altını çalındı. Bulce, polisin başarılı operasyonu sonucu kısa müddette şüphelilerin yakalanmasıyla altınlarına tekrar kavuştu.
ŞİMDİ 1 YILI DOLMADAN İKİNCİ SOYGUNU YAŞADI
Bulce kuyumculuğa birebir iş yerinde devam ederken 17 Ekim tarihinde iş yerine polis kıyafetli ve başında kask olan bir kişi girdi. İsmi öğrenilemeyen şahıs, silahını doğrultarak Bulce’yi koli bandıyla boynundan bantladı, akabinde kelepçeledi. Soyguncu o sırada dükkan gelen esnaf Şükrü Gülşen’i de kelepçeledi. Akabinde kuyumcudaki yaklaşık 2 kiloya yakın altını alıp yoldan geçen 42 U 7488 plakalı arabası durdurup olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Polis, etrafta eşkale uygun şüpheliyi bulmak için çalışma başlattı.
“SESİNİ ÇIKARTMA SENİ ÖLDÜRÜRÜM”
Polisin son soygundaki şüpheliyi arama çalışmaları devam ederken, 7 yıldır kuyumculukla uğraşan Feyzi Bulce, geçirdiği iki soygunu anlattı. Tüm malvarlığını satarak bu işe girdiğini belirten Bulce, 1 yıl içerisinde iki sefer soyulduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
“İlk soygunda, saatleri diziyordum. Birisi başıma silah dayadı. ‘Sesini çıkartma seni öldürürüm’ dedi. Ben de ‘Zaten öldürmeye gelmişsin’ dedim. Elimde saatlerle art tarafa götürdüler ve silahla enseme vurdular. Birisi altın toplamaya gitti, başkaları üstüme oturdu. O vakit 3 kiloya yakın altın almışlardı. Daha sonra boğuşma yaşadık. Birisini burada yakaladım lakin öbürleri kaçtı. Kaçanlar da daha ben karakola varmadan 52 dakikada bulunarak yakalandı. Bütün polis gruplarından Allah razı olsun. Mallarımı geri almıştım.”
“SAHTE ALTIN VAR BURADA DEYİP SÖZÜMÜ ALDI”
Son soygunda polis kıyafetiyle gelen kişinin kendisine, ‘sahte altın’ ihbarıyla sorguya çektiğini anlatan Bulce, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sahte altın dolaşıyor burada deyince, ben de alakam olmadığını söyledim. Kimliğimi istedi ve sözümü alıp, takımlar gelinceye kadar kelepçe takacağını söyledi. Kimliğe bakarken çay getirmek istedim. Nasıl olsa memurdur dedim. Biz o üniformaya ebediyen hürmet gösteririz. Ama daha sonra tartışma yaşayınca, şüphelendim ve kaskını çıkarmasını istedim. Jeton fikir, ellerimi aykırı kelepçeledi. Kayınbiraderim vardı. Onlar da polis sandı. Ben olayı anlayınca eşimin çağrılmasını istedim. Daha sonra kayın biraderimi de kelepçeledi. Art tarafa götürüp ağzımızı bantladı. Daha sonra gelip altınları alıp kaçtı.”
“ALTIN YÜKSELDİKÇE FAKİRLEŞİYORUM”
Yaklaşık 2 kiloya yakın altınının çalındığını söyleyen Bulce, altın fiyatları yükseldikçe ziyanının da arttığını belirterek, “Alınan mallar işçilikli materyal olduğu için 1 milyon lira civarında. Gramı o vakit 540 TL idi. Malları yeni indirmiştik. Toptancı parasını illa ki isteyecek. Mecbur bu parayı vereceğim onlara. Altın yükseldikçe fakirleşiyorum. Zira altın yükselince toptancıya fazla para ödemek zorunda kalacağım. Kaçan kişinin bir an evvel bulunmasını istiyorum. Allah razı olsun polis çabalıyor lakin şimdi bir şey bulunamadı” dedi.
“O KADAR KUYUMCU VARKEN NİÇİN BANA?”
Bulce, üst üste yaşadığı soygunlar sonrası ailece itimat ve dehşet sorunu yaşadıklarını lisana getirerek, “Bu sanki akraba mı, birisi mi gönderiyor, bilen biri mi? O kadar kuyumcu varken niçin bana? Ben de bir şey anlamadım. Kimseye ziyanım yok. Çocuklarım gece bile korkuyor. ‘Acaba konuta hırsız mı geldi’ diyorlar. Korkuyoruz. Herkese o gözle bakıyorum. Üçüncü soygun olursa kafayı yerim” diye konuştu.
Milliyet
