SAKLI ÇEKİM İSTİSNAİ DURUMLARDA KABAHAT DEĞİL
Avukat Ayşegül Mermer, evvelce hazırlıklı ve planlı biçimde ‘ses ve görüntü kaydı’ alınmasının TCK kapsamında kabahat olduğunu söylüyor, “Ancak” diyerek bir parantez açıyor: “Ele aldığınız bu dava bir istisna. Kişinin ani gelişen bir durum karşısında, durumun ispatını sağlayabilmek maksadıyla plansız, evvelce kurulan bir düzenek olmaksızın ses, görüntü kaydı alması cürüm olarak değerlendirilmemekte.” Ne demek bu? Sonuçta ortada bebek kamerası ile bir takip var.
Hürriyet’ten Fulya Soybaş’a konuşan Mermer şöyle açıklıyor: “Diyelim ki eşiniz ya da iş arkadaşınız size daima hakaret ediyor, tehdit ediyor. Bunu video-ses kaydı olmadan ispatlayabilir misiniz? Hayır. Burada ses ve görüntü kaydı bir gereklilik. Karşı tarafın bilgisi ve isteği olmaksızın elde edilen ses, görüntü kaydı, fotoğraf olağan kurallar da kanıt olamazken, Yargıtay kimi istisnai durumlarda öteki eşin bilgisi ve isteği alınmadan elde edilen kayıtları kanıt sayıyor.”
BİR DAHA KANITLAMA BAHTI YOKSA
Nedir bu istisnai durumlar? Avukat Mermer, “Kişinin kendisine yahut aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen bir durum karşısında haksız saldırıyı önlemek, kaybolma mümkünlüğü bulunan delillerin kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak teminat altına almak gayesi ile alınan imajlar, karşı tarafın bilgisi/rızası dışında elde edilmiş olsa dahi, kanıt olarak kullanılabilir” diyor.
EŞCİNSEL BABA VELAYETİ ALABİLİR
Senaristlik yapan genç bayanın ‘nitelikli cinsel taciz’ ve TCK’nın 233/3 unsuru gereği ‘anne-babanın çocuklara ziyan verecek halde davranması’ cürümleri kapsamında eşi hakkında hata duyurusunda bulunduğunu söz eden avukat Mermer, “Anne yahut babanın alışkanlık haline gelmiş sarhoşluk, uyuşturucu yahut uyarıcı unsur kullanması ya da onur kırıcı hal ve hareketleri sonucu maddi ve manevi itina noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sıhhatini ağır biçimde tehlikeye sokması halinde şahıslar hakkında 3 aydan 1 yıla kadar mahpus istemi ile dava açılabilir” diyor.
Hâkimin velayetin boşanan taraflardan hangisine bırakılacağını belirlerken yalnızca çocuğun menfaatini göz önüne alacağını belirten Mermer, şöyle devam ediyor: “Baba ya da annenin cinsel tercihinin farklı olması mahkemeyi ilgilendirmez. Çocuğun menfaati neyi gerektiriyorsa velayet o bireye verilir.”
PSİKOSOSYAL GELİŞİM AÇISINDAN DERTLİ
Çocuk ve genç psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, her hadisenin kendi içerisinde değerlendirilebileceğini, o nedenle de ‘kesin’ bir yargıya varmadan evvel olayın çocuğun üstün faydası açısından iyi incelenmesi gerektiğini savunuyor, şöyle de devam ediyor:
“Babanın bayan kıyafetleri, bayan iç çamaşırı giyip çocuğuyla girdiği etkileşim istismar seviyesinde mi? Babanın bu eğilimi bir fantezi, anlık bir çılgınlık mı? Cinsel bir eğilim mi? Bilmiyoruz. Sözlerden anladığım kadarıyla çocuk annesine ‘Sen yokken diğer bir bayan geliyor’ demiş. Meskende hiç tanımadığı bir bayan ile yalnız kaldığını düşünen çocuk, gerilime bağlı travma bozukluğu yaşayabilir. Babasını bir bayan, bir erkek kıyafetiyle görmesi ruhsal açıdan eza yaratabilir. Lakin şu da mümkün.
Tahminen de baba ‘çocuğu görmesin’ diye başka bir odada, kendi dünyası içinde bu kıyafetleri deniyor, makyaj yapıyordu. Çocuk da ‘tesadüfen’ gördü ve gördüğü kişinin babası olduğunu bile anlamadı ve annesine ‘Başka bayan geliyor’ dedi. Baba kendi dünyasında ne yaparsa yapsın öteki, yaptığı aksiyon çocuğu etkiliyorsa durum başka!”
TOPLUMSAL ROLLER
“Doğrudur ya da yanlıştır demiyorum lakin toplum içerisinde alışılagelen stereotipler vardır. Örneğin ‘Kadınların saçı uzun, erkeklerin kısa olur’ ya da ‘Kadınlar etek giyer, erkekler pantolon’ üzere… Baba ile çocuğu ortasındaki bu alışılagelmeyen etkileşim çocuğun toplumsal rolleri algılayışında bir sorun teşkil eder mi? Olabilir. Çocuk ile bağlantı kuran yetkililer, çocuğun psikososyal gelişiminde hasar var mı, bu durum çocuğun toplumu algılama ve bağlantı ve etkileşiminde sorun, davranışlarında değişiklik yaratmış mı; buna bakacak, ona nazaran yol izleyeceklerdir.”
MANZARALARIN İFŞASI SIKINTILI?
Bana nazaran buradaki sıkıntılardan biri de ‘mahrem’ manzaraların dava belgesinden çıkıp, bilhassa de toplumsal medyada, oldukça sert yorumlar eşliğinde elde ele yayılmasında. Doç. Dr. Veysi Çeri benimle birebir fikirde. “Çocuğun yaşadığı bu süreçten şu an için etkilenmediğini var sayalım. Pekala yarın? Artık değil ancak büyüyüp durumu idrak edebildiğinde manzaraları görecek. Tahminen de etrafının ayıplaması, hor bakışlarına maruz kalacak. İnsanların reaksiyonlarından manalar çıkaracak ki bu şu an yaşadıklarından daha yaralayıcı olabilir” diyor.
ANA KRİTER ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİ
Avukat Uzman Işıkay: “İnsanların cinsel tercihleri bizi ilgilendirmemekle birlikte kriter çocuğun durumdan ruhsal manada etkilenip etkilenmemesidir. Çocuğun bir aile yanında hem mental hem fiziki olarak sağlıklı yetişmesi ana şarttır.
Milliyet
