“Manisa Salihli’den Otobüsle geldim. Lakin Bornova’da bütün yollar kapalıydı. Otobüsten indim. Bu sırada yolda bir tane motosikletli kuryeyi çevirdim. ‘Ablacım ben Kızılay grubundanım, enkaz alanına gitmek istiyorum’ dedim. Kurye sağolsun, ‘Atla abla’ dedi.”
Alana geldikten sonra enkaz altındaki akrabasıyla bağlantı halinde olan bir kişi panik haldeydi. Çığlık çığlığaydı, çabucak elinden telefonu alıp krizi yönetmeye başladık. O kişi Buse’nin yengesiydi. Bu müddette nişanlısı, ailesi ile süreç içerisinde beraberdik. Şarjının bitmesine de müsaade vermeden 15 dakikada bir birer dakika konuşuyorduk. Sakin olması gerektiğini söyledim. Natürel korkuyordu. Sesi makûs geliyordu. Bazen ağlıyordu. Lakin dikkatini dağıtmaya çalıştım. Mesela ‘Bağır deyince bağıracaksın’ dediğimde çığlık atıyordu. Aslında krizi kendisi de çok iyi yönetti. Benim de heyecanlandığım, gözümün dolduğu anlar oldu. Çıkarıldığında çok keyifli oldum. Görür görmez başka alana, kazazedelerin yanına koştuk. Buse’yi kesinlikle ziyaret edeceğim.”
Milliyet