Salgın aylardır gündemin birinci unsuru, gerek klasik medyada gerekse toplumsal medyada bu hususta inanılmaz ağır bir bilgi trafiği var. Elbette bu kadar ağır trafik içinde hakikaten uzak bilgiler, şahsi yorumlar da havada uçuşuyor. Her çeşit paylaşım öylesine argümanlar ile destekleniyor ki hakikat ile yanlışı ayırt etmek için bile muhakkak bir bilgi düzeyine muhtaçlık var. Vatandaşların %55’i hakikat ve yanlış haberleri ayırt etmekte zorlandıklarını belirtiyorlar. Bu da çabada gerçek adımların atılmasını, daha az güç ile daha çok olumlu sonuç alınabilmesini zorlaştırıyor. Ve maalesef tıpkı noktaya çok daha fazla kayba uğrayarak varmamıza yol açıyor.
Ancak yeniden de, her şeye karşın adım adım ilerliyoruz. Aşı konusunda süreç ilerledikçe taşlar yerine oturmaya başladı. Aşı yaptırırım diyenlerin oranı yine %53 düzeyine yükseldi. Aşıya karşı olanların oranında büyük bir değişiklik yok lakin bu mevzuda kararsız olanların yaklaşık dörtte biri rahatlamış ve aşı yaptırma kararı almış görünüyor. Her ne kadar çoğunluk kendisi için aşı yaptırma yönünde kanaat belirtse de mevzu aşıyı diğerine tavsiye eder misin noktasına geldiğinde daha çekimser bir tavır sergiliyor. Tıpkı halde aşı aksisi tavsiye yapanların oranı da aşı yaptırmam diyenlerin yarısından da az. Yüksek ihtimalle diğerine tavsiye etmek ya da etmemek büyük bir sorumluluk olarak algılanıyor ve bu kararın herkesin kendisinin vermesi gereken bir karar olduğu düşünülüyor.
Aşı yaptırmam diyenlerin oranı yaklaşık beşte bir, bu kesim hiç aşı yaptırmasa dahi geri kalan beşte dört aşılanabilse toplumsal bağışıklık yolunda büyük bir ara kaydetmiş olacağız. Baharın yahut en azından yazın salgından kurtulduğumuz mevsimler olmasını dilerim.
Milliyet