Her ne kadar kişisel tedbirlerin değeri çok büyükse de son haftalarda toplumda giderek artan bir karamsarlık duygusu hakimdi ve vatandaşların büyük kısmı devletin genel tedbirler almasını bekliyordu, istiyordu. Büyük çoğunluk toplu taşıma kullanmak ve hastaneye gitmekten büyük tasa duyuyor, kaçınılmaz bir gereksinim olmasına karşın markete gitmek bile telaş kaynağı.
Uzun müddettir araştırmalarımızda tespit ettiğimiz merkezi önlem alınması beklentisine dair birinci adımlar geçen hafta atıldı. Bahar aylarındaki kadar sıkı olmasa bile yeni tedbirler hayatımıza girdi.
Şimdi 10.00-13.00 saatleri ortasına indirilmiş haline dair bir ölçüm yapmadık lakin 65 yaş üstüne 10.00-16.00 saatleri ortası haricine kısıtlama getirilmesine dayanak büyük, her üç bireyden ikisi bu uygulamayı hakikat buluyordu.
Kimi aşı çalışmalarının geliştirme etaplarının son evresine girmiş olması büyük umut veriyor, gelecek yıl ne vakit nasıl aşı uygulanacağı konuşulmaya başlandı. Ülkemizde vatandaşların yarısı aşının devlet tarafından mecburî bir halde uygulanması taraftarı iken %40’ı kararın bireylere bırakılması gerektiği fikrinde. Şimdi bir fikri olmayan %10’luk bir kesim de mevcut. Kitlesel aşı uygulaması başladığında gelişmiş ülkelerin öncelikli olacağı niyeti hakim, her 10 şahıstan 7’si bu türlü düşünüyor.
Ülkeler ortasında aşıya erişim manasında bir eşitlik olacağını düşünenlerin oranı beşte birden az. Unutulmaz bir yıl olan 2020’nin akabinde 2021 yılı da toplumlar ve bireyler ortası temel insani gereksinimlere erişim eşitliği açısından dikkat cazip tartışmalara sahne olacak üzere duruyor.
Milliyet
